Çocuklarda Geç Konuşma Nedenleri


Elbetteki aileler için en değerli varlıkları olarak gördükleri çocuklarının gelişimlerine oranla konuşmasında gecikme olması aileleri huzursuz ettiği gibi stres altına da sokmaktadır. Bu sorunu yaşayan hemen hemen her ailede acaba benim çocuğum neden konuşamıyor, nasıl erken konuşur, çocuklarda erken konuşma için neler yapılabilir gibi sorulara cevap aramaktalar.
Bugün sizlere çocuklarda geç konuşma ya da çocuklarda konuşma gecikmesi neden yaşanır, bu sorunun altında yatan nedenler nelerdir gibi konularda bilgi vereceğim.

Çocuklarda Geç Konuşma Nedenleri Nelerdir ?

Çocuklarda geç konuşma ya da diğer bir tabirle konuşma gecikmesi belli başlı sebeplerle ortaya çıkabilmektedir. Bu duruma fiziki olduğu gibi psikolojik etkenler de etki edebilmektedir. Ben size bu sorunların dayanaklarını ve nasıl çözüm bulabileceğiniz konusunda yol göstermeye çalışacağım.

BEDENSEL SORUNLAR

Bir çocukta konuşma becerisinin olabilmesi için öncelikle bedensel olarak yeterli olması gerekir. Bunun için konuşmada etki edebilecek ağızdan başlayarak dil yapısı, ağız boşluğu, solunum sistemi, sesleri meydana getirecek sinir ve kas sistemine kadar olan tüm organların doğal olması gerekir. Bir de diğer taraftan konuşmanın öğrenilebilmesi için konuşulanların duyulması yani işitme, işitilen konuşmaları da işlenebilmesi için zeka düzeyinin yeterli olması gerekir.
Çocuklarda geç konuşma nedenleri araştırılırken öncelikle fiziki bir muayeneden geçilmelidir. Bu noktada kulak burun boğaz, çocuk psikiyatrisi ve çocuk nörolojisi ortak olarak hareket etmeli ve eğer organik bir sorun varsa bu bir bütün olarak değerlendirilmelidir. 

İşitme Bozuklukları

Bu noktada en fazla karşılaşılan durumlardan biri işitme bozukluklarıdır. Çoğu aile bunu dikkate pek almaz. Sebebi de her bebeğin doğumdan sonra işitme testine girdiğidir. Ama bilinenin aksine işitme bozuklukları doğumda olabileceği gibi sonradan da karşılaşılabilen bir sorundur. Üst solunum yolu hastalıkları sonrasında orta kulak havalanması gibi durumlar ile işitme kaybının yaşanması olası bir durumdur.
Ağız içi sorunları da yine en çok karşılaşılan çocuklarda geç konuşma nedenleri arasındadır. Damak yarığı veya dil bağı gibi sorunlar bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak geç konuşma ve konuşma bozukluğuna sebebiyet vermektedir.İşitme bozukluğuna nazaran daha kolay fark edilebilecek bu durumda olan çocuklarda bebeklikte emme fonksiyonunu tam gerçekleştirememe, tat alamama, yeterli beslenememe ve kilo kaybı gibi sorunları da beraberinde getirdiği için bu sorunların çocukların konuşma aşamasına gelmeden genelde fark edilip çözüldüğü görülse de bazen şiddetli olmayan bu durumlar göz ardı edilebilmektedir.

Nörolojik Etmenler

Nörolojik etmenler de fiziki etmenler gibi çocuklarda geç konuşma nedenleri arasında önemli bir yere sahiptir. Bunlar arasında özellikle otizmli olma gibi zeka geriliği gibi durumlarda çocuğun geç konuşması veya hiç konuşamaması muhtemeldir. Bu konuda da aslında halk arasında oldukça yanlış bilgiler dolanmaktadır.Otizm aslında zannedilenin aksine oldukça farklı türleri olan bir hastalıktır. Halk arasında fiziki belirginliğe sahip ağır otizm hastası çocuklar olabildiği gibi otizm belirtilerini hafif bir şekilde gösteren dolayısıyla da fark edilmesi zor çocuklar da olabilmektedir. Tabi ki aileler arasında da çocuğuna otizm şüphesi konduramamak bir diğer büyük sorunumuzdur. Ama şu var ki hafif otizm gibi hafif zeka geriliği gibi bazı durumlarda doğru yaklaşım ve doğru tedavi ile ailelerin çocuklarını yaşıtlarıyla aynı seviyeye getirebilmesi mümkündür.Aileler üzerine düşen görev olası bu tarz durumlarda doğrudan bir çocuk nörolojisi ve çocuk psikiyatrisine başvurmak olacaktır.

DIŞ ETKENLER

Teknolojiye Maruz Bırakmak

Çocuğunuzun tıbbi kontroller sonrasında bir sorunu yok ise çocuklarda geç konuşma nedenleri olarak dış etkenleri incelemek gerekir.Bu konuda da ilk olarak en sık rastlanan teknolojiye maruz kalma diye tabir edebileceğimiz çocukların sürekli televizyon, tablet, akıllı telefon gibi cihazlar ile vakit geçirmesi sonucunda konuşma gecikmesi yaşamasıdır.
Maalesef teknolojinin ilerlemesi ile hemen hemen her alanda akıllı cihazlar hayatımızı girdi ve neredeyse hemen hemen herkes saatlerce vaktini bu cihazlarda geçiriyor. Dolayısıyla anne babalar gibi bebeklerinde bu durumdan nasibini alması kaçınılmazdı.Çoğu anne babanın "ucuz bakıcı" diye tabir edebileceğimiz şekilde çocuklarına uslu dursunlar diye ya da yemek yesinler diyerek verdikleri bu cihazlar aslında kısa süreli aileleri mutlu etse de aslında uzun vadede çocukların ilerideki tüm yaşamına etki edebilecek zararlar verebilmektedir.
Akıllı cihazların çocuklara verdiği zararlar da aslında iki şekilde gerçekleşmektedir. Birincisi malum bu cihazların yaydığı radyasyondur.Henüz net olarak bu radyasyonun çocuklarda ne gibi etkiler bıraktığı bilimsel olarak net bir şekilde ortaya konulamasa da bilinen bir şey vardır ki o da çocuklarda büyüklere oranla yaşanan her olumsuzluk daha fazla etki bırakmaktadır. Bu nedenle çocukluk döneminde maruz kalınan bu yoğun radyasyonun gerek beyin üzerinde gerekse de ileride kanser riski üzerinde büyük etkileri olabileceğini söylemek yalan olmaz.
Akıllı cihazların diğer bir olumsuz etkisi de çocukların sosyal yaşamlarıdır. İşte bu kısımda çocukların geç konuşma nedenlerinden birine de sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz. Çünkü bu tür cihazlardan izlenen içerikler çocuklarda hayal dünyasının gelişmesini engelleyecek, asosyal bir hal almasına sebebiyet verecek, dikkat dağınıklığı ve en önemlisi de bireyselleştirecektir. Bu durumda çocuk konuşma ihtiyacı duymayacaktır. Hayata karşı seyirci bir hal alınan durumda çocuk ilerleyen dönemde kendini ifade etme yetisinden yoksun olabilecektir.

Ailevi Sorunlar

Huzurlu bir ortamda yetişen çocukların özgüvenli ve daha hızlı gelişim gösterdiğini biliyorsunuzdur. Peki ama huzursuz bir aile ortamında çocuklara ne gibi zararlar verdiğini hiç düşündünüz mü?
Nasıl ki huzurlu bir aile ortamında çocuğun gelişimi daha doğru ve hızlı oluyorsa kötü bir aile ortamında da çocuğun maruz kaldığı bu durum karşısında kayıtsız kalabileceğini düşünmek saçmadır. Böyle durumlarda maalesef çocuklar tüm hayatlarına etki edecek olumsuz davranışlar edinebilmektedirler. Bunlardan bir tanesi de konumuz olan çocuklarda konuşma gecikmesine sebebiyet vermesidir.
Kavga ortamında büyüyen çocuklarda en başlıca görülen sıkıntı özgüven eksikliğidir. Özgüveni olmayan çocuk içine kapanma eğilimine girer. Konuşmaya ihtiyaç duymaz veya konuşmaya ihtiyaç duysa bile bunu yapmak için bir çaba içine girmez.
Ailede yaşanan tartışma ve kavgaların çocuk üzerinde bir diğer etkisi de çocuğun ruhsal durumu üzerinde olacaktır. Çocuğun siz fark etmeseniz de psikolojisi bozulacak, stres korku ve aşırı tepki verme gibi sorunları oluşacaktır. Bu gibi durumlar da çocuğun konuşmadan daha da uzaklaşmasına sebebiyet verecektir. Unutulmamalıdır ki çocuklar gelişimini sağlarken kendilerini güvende hissettikleri ve özgüvenleri yüksek olduğu ortamlarda daha aktif olurlar. Bunun aksi durumlarda ise çocuklarda konuşma görülse bile bu konuşmalarda dahi sorunlar oluşabilmektedir. Bunlara örnek olarak sürekli tekrar etme, kekemelik ve konuşurken aşırı bağırma ailevi sorunların olduğu ailelerde yetişen çocuklarda sıklıkla görülür.

Sosyal Ortam Eksikliği

Konuşma çift taraflı yapılan bir işlem olduğu için çocuğun konuşması içinde bulunduğu ortama bağlı olarak erken ya da geç olabilmektedir. Bu nedenle çocukların sosyalleştirilmesi konuşma üzerinde doğrudan etkilidir.Kardeşinin olması ya da yakın bir çevresinde yine bir oyun arkadaşının olması çocuğun konuşmasını iyi şekilde etkileyeceği gibi bilimsel olarak da zeka gelişimine katkı sağladığı kanıtlanmıştır.Bu nedenle özellikle çocuğunuzun geç konuşması ile ilgili bir doktora başvurduysanız veya başvurmayı düşünüyorsanız bilin ki eğer çocuğunuzda bir sağlık sorunu yok ise doktorun size önereceği ilk ve yegane şey çocuğunuzu kreşe vermeniz olacaktır. 
Çocuğunuzun kreş dışında da sosyal ortamlarda bulunması faydalıdır. Bu konuda ailelerin yaptığı en büyük yanlış onun da bir birey olduğunun fark edilememesidir.Unutulmamalıdır ki çocuklarınız için en büyük ilham kaynağı sizsiniz. Dolayısıyla da sizin bulunduğunuz ortamda bulunması, sizin konuşmalarınıza tanık olması onun da konuşma ihtiyacı duymasını sağlayacaktır. Bunu şöyle bir örnekle de desteklemek adına yabancı dil öğrenme düzeyinizi örnek alabilirsiniz. Sürekli çevrenizde birilerinin bir dili konuştuğunu ve sizin buna sürekli maruz kaldığınızda o konuşulan dili öğrenme süreciniz oldukça kısalabilmektedir. Bu durum çocuklarınız içinde böyledir. Sürekli konuşma ortamlarında olması ona da konuşması gerektiği hissini uyandıracak, ister istemez de bir süre sonra konuştuklarını anlıyor olacaktır.

Konuşma İhtiyacı

Çocuğunuzun konuşması için buna ihtiyaç duyması da gerekir. Bu nedenle çocuğunuza konuşması için fırsat vermelisiniz. Bu konuda yapılan en büyük yanlışlardan biri de çocuğa söz hakkı tanımamak ya da konuşmasını gerektirecek bir ortam oluşturmamaktır. Örnek vermek gerekirse çocuğunuza konuşmaya ihtiyacı olduğunu hissettirmek için çocuğunuzun sizi el kol hareketleriyle yönlendirmesine, sizi ağlayarak etkilemesine izin vermemelisiniz. Bu gibi durumlarda sizin yapmanız gereken anlasanız bile istediğini anlamamazlıktan gelip ona kendini ifade etmesi gerektiğini fark ettirmektir.

İlgi Alaka Eksikliği

Son olarak bilmeniz gereken çocuklarınızın sizin yardımınızla daha hızlı gelişim göstereceğidir. İlgi alakanızı çocuğa vermeniz onunla zaman geçirmeniz ve onun gelişimine katkı sağlayacak etkinlikler ile çocuğunuzun hem zeka gelişimini hem de aynı zamanda da konuşmasını ilerletebilirsiniz. Emek olmadan yemek olmaz misali çocuğunuza ayıracağınız zamanın size geri dönüşü de buna bağlı olarak pozitif olacaktır. Tabiki bunu yaparken çocuğunuzun yaşına bağlı olarak sosyal aktiviteler de seçmeniz etkili olacaktır. Örneğin çocuklara kitap okumak basit görünse de her yaşta yapılabilecek ve onların hayal dünyasını geliştiren aynı zamanda konuşmasına katkı sağlayan harika bir etkinliktir. 


BeYza

Araştırmacı sorgulayı bir anne.. 3 yaşında çocuğum ile beraber hayatı sorguluyor doğru bilinen yanlışları düzeltmeye çabalıyorum.

*

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski